Jane Eyre" ve "Madame Bovary" adl romanlarda erkek karakterlerin gemilerinde yaadklar ilikiler

Authors Avatar

Serra Erçil

000755020

Dünya Edebiyatı 1

Erkek Karakterlerin Kadınlarla Olan Deneyimleri ve Bunların Beklentilerine Yansıması

        19. yüzyıl başı İngiliz Edebiyatı’nın romantik yazarlarından Charlotte Bronte’un “Jane Eyre” ve 19. yüzyıl sonu Fransız Edebiyatı’nın realist yazarlarından Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” adlı romanlarında, kadın erkek ilişkilerindeki dengeler, erkek karakterlerin geçmiş yaşantılarıyla birebir ilişkilidir. Her iki romandaki erkek karakterlerin geçmişte karşı cinsle yaşadıkları deneyimler, onların daha sonraki ilişkilerini de belirlemiştir. Charles, Rudolph, Leon ve Rochester’a bu açıdan bakarsak onların Emma’ya ve Jane’e hangi beklentilerle yaklaştıklarını anlayabiliriz.

Her iki romanda da belli başlı erkek karakterlerin geçmişte karşı cinsle kendi kişiliklerine ve koşullarına uygun deneyimleri olmuştur.  “Madame Bovary” adlı romanda Charles ve Leon, gençken kadınlara karşı çekingendirler, Charles’ın Emma’yla karşılaşması, Leon’un da Paris’teki kadınlarla olan deneyimleri, onları belli ölçülerde değiştirmiştir. Charles, çocukluğunda annesi tarafından şımartılarak büyütülmüştür. “Annesi onu yanından ayırmazdı; kağıttan oymalar yapar, masallar anlatır, diller döküp okşayarak, hüzünlü neşelerle dolu bitmez tükenmez sözler söyleyerek güya onunla konuşurdu.”(Gustave Flaubert, 27) Charles daha sonra, annesinin isteği üzerine tıp sınavlarına girmiş, onun isteği üzerine Tostes’e yerleşmiş, ve yine annesinin bulduğu kendinden yaşça çok büyük olan baskın karakterli dul bir kadınla evlenmiştir.

“Charles evlenmekle halinin iyileşeceğini ummuş, daha serbest olacağını, bildiği gibi hareket edip parasını istediği gibi harcayacağını sanmıştı. Fakat evin asıl efendisi, karısı oldu; Charles’ın herkesin içinde şunu deyip bunu dememesi, cumaları et yememesi, karısının keyfinde giyinmesi, para vermeyen müşterileri mektupla boyuna sıkması lazım geldi. Karısı onun mektuplarını açıyor, onu her işinde kolluyor, içeride kadın hasta olunca kulağını duvara verip dinliyordu.” (Gustave Flaubert, 31).

Join now!

Emma’dan önce varolan bu iki Madame Bovary, okuyucuyu Charles’ın “kontrol edilebilir” kişiliği üzerine düşündürür. Charles başkaları tarafından kolaylıkla yönlendirilir. Onun annesinin ve ilk karısının sözünden çıkmaması, onlara itaat etmesi, bu durumdan hoşlandığını göstermez. Emma’yla tanıştıktan sonra içinden de olsa isyan eder: “Charles itaat etti, fakat duyduğu arzudaki cüret, hareketlerindeki pısırıklığa isyan ediyordu. Zavallı, bönce bir mürailik eseri olarak içinden “Mademki onu görmemi yasak ediyorlar, ben de onu severim işte” (Gustave Flaubert, 38). Charles’ın Emma’ya duyduğu aşk, onun cesaretini arttırır ve bu cesaretle Charles, düşüncelerinde bile olsa ilk karısına karşı çıkmayı göze alabilir. Charles’ın annesi ve ilk eşinden sonra Emma’yla karşılaşıp ...

This is a preview of the whole essay