Gustave Flaubertin Madame Bovary ve Charlotte Brontenin Jane Eyre adlı eserlerinde dnemlerinin alt sınıflarının beklentilerini ve hedeflerini rneklemek iin onlara tketime ynelik bakış aı

Authors Avatar

                Sedef Kunter

                                                                                000755-032

                                                                                WL 1

İdealler ve Materyalizm

        

İnsanlar yaşadıkları toplumlarda çeşitli sosyal sınıflara ayrılırlar. Özelikle kapitalist toplumlarda üst sınıfın zengin ve sosyal yaşamı diğer sınıfların ilgi odağı olur. Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” ve Charlotte Bronte’nin “Jane Eyre” adlı eserlerinde dönemlerinin alt sınıflarının beklentilerini ve hedeflerini örneklemek için onlara tüketime yönelik bakış açıları yüklemişlerdir. İnsanların yetişme biçimleri onların maddiyata bakışlarını etkiler; maddiyat, karakterlerin ideallerinin önüne geçer, insanların materyalist düzene verdikleri tepki onların sosyal sınıflarını belirler.

        İnsanoğlu ana-babasını seçemediği gibi kendi benliğini bulana kadar yetişeceği ortamı da seçemez. İnsanların yetişme biçimleri onların maddiyata bakışlarını etkiler. Charlotte Bronte’nin “Jane Eyre” adlı romanının anlatıcı kahramanı, Jane, küçük yaşlarda anne ve babasını kaybetmiştir. Akrabalarının yanına sığınmak zorunda kaldığında sadece iki yaşında bir çocuktur. Maddiyatın insan hayatındaki önemini de bu yaşta öğrenmek zorunda kalmıştır. Öz dayısının evinde, onun ölümünden sonra, ailenin diğer fertlerinden sıcak bir ilgi göremeyen Jane, kendisinden sadece bir kaç yaş büyük olan kuzeni John Reed’in her anlamda şiddetine ve hakaretlerine maruz kalır. Bir keresinde evin kitaplığından aldığı bir kitabı okumakta olan Jane, John Reed’in “Bizim kitaplarımızı ellemeye hakkın yok senin. Meteliksiz durumdasın sen... Elimize bakıyorsun, annem öyle diyor. Beş paran yokmuş dünyada. Baban para mara bırakmamış sana. Aslında sokağa çıkıp dilenmen gerekirmiş ama

Sedef Kunter

                                                                                000755-032

bizim gibi kibar aile çocuklarıyla bir arada oturuyor, bizimle yemek yiyorsun. Üstün başın da annemin kesesinden yapılıyor...Benim ya onlar! Bütün ev benim sayılır, nasıl olsa büyüyünce

Join now!

benim olacak.” (Jane Eyre, s.14) cümlelerine maruz kalmıştır. Jane’in bu sözler karşısında aldığı tavır onu cezalandırmaya yetecek kadar önemlidir. Cezasını çekmek için “kırmızı odaya” götürülürken, evin hizmetçisinin Jane’e bakış açısı da kuzen John Reed’den farklı değildir. “İnsan hiç küçük beye vurur mu? Velinimetin oğlu! Efendin o senin!” sözlerine Jane küçük aklıyla isyan eder, “Efendim mi? Neden efendim oluyormuş hizmetçi miyim ben?” sorularıyla durumunu anlamaya çalışır; ama hızla gelen cevap  “Yo!... Hizmetçiden bile daha aşağısın, çünkü geçimini çıkarmak için de çalıştığın yok” (J.E., s.16) olur. Hizmetçinin son cümlesi Jane’nin bilinçaltına en derin şekilde kazınmış ve küçüklük döneminde geleceğini biçimlendiren hayallerinin önüne ...

This is a preview of the whole essay